top of page

VENÜS

Güzel bakmak sevaptır. Bir insana, hayvana, bitkiye… Etrafına güzel bakmayı bilen kişi güzeli görür, onu çeker hayatına. Hayatı güzel yaşamak için aslında ne çok sebebimiz var.

Bunların başında akılına en önce gelen sağlık dimi. Bu öğretilmiş bir düşünce mi yoksa gerçekten ilk aklına gelen senin içinde önemli olan sağlık mı? İçinde bir yerlerde bu soruya cevabın yoksa başka bir olgu mu?

Dünyanın içinden geçtiği şu dönemde kafamıza vura vura öğrendik dimi sağlığın önemini. Peki sence sağlık nedir ve güzel bakmak ile ilgisi var mıdır?

Bir şeyde güzellik görmek için o anın farkında olmak gerekir. Her ne yaşıyorsan yaşa içinden geçtiğin dönemin bir süreç olduğunun farkında olmak. Bir an var oda şimdi değil mi? Şimdi nasılsın peki? Sağlığın nasıl? İyiyim çok şükür demek adetten mi olmuş. Kendine dürüst müsün peki? Dur düşün bu gün sabah kalktığında uykunu almış mıydın, vücudunda herhangi bir ağrı var mıydı peki kafanda dönen düşünceler?

Sağlığın tanımını WHO (Dünya Sağlık Örgütü); “sadece hastalıkların ve rahatsızlıkların olmayışı değil, bir bütün olarak fiziki, ruhi ve sosyal açıdan iyi olma hali" olarak açıklar.

Fizikken dışarıdan iyi gözüken bizler peki ruhen ve sosyal açıdan da iyi miyiz? İşte burada ruh devreye girer. Peki ruhen sıkıntıları olan kişilerin fiziksel bedenleri de gerçekten iyi midir?

Ruhen kendini tamamlanmış hissedenler etrafına da güzel bakmayı bilen kişilerdir. Anda yaşamayı bilenlerde ruhen tamamlanmış olanlardır. Anda olmak peki nasıl olur?

Olduğun zamanda, olduğun yerde içinde olduğun duygu durumunun farkında olmak anda olmak değil midir? Modern dünya buna şimdilerde mindfulness da diyor.

Binlerce olay yaşayabilirsin her şey üst üste gelebilir lakin sen o anda ne hissediyorsun bu sende neyi çözüyor, seni neye itiyor belki de yeni bir başlangıca belki de son sandığın bir olaya, söyleyemediğin gerçeklerle yüzleştiriyor, söyletene kadar üst üste geliyor, en derindeki arzuların çıkıyor ortaya, ne istediğini ne istemediğini sorguluyorsun belki de, sevmediğini anladın ya da çok sevdiğini, mutlu olduğunu ya da olmadığını fark ettin… hayat seni sürekli bir yerlere götürüyor. Neden diye hiç düşündün mü?

Söyleyemediklerini söylemen, hissettiklerini, arzularını görmen için hayat seni sürekli savuruyor. Hayat senin ruhen dengede olman için hummalı bir şekilde çalışıyor. Gezegenler dönüyor bir birine yaklaşıyor, uzaklaşıyor, dünya dönüyor.

Sen anda olmadıkça içinde bulunduğun durumların sana neyi anlattığını anlamadıkça hayat tekrar tekrar seni sınavlarından geçiriyor. Ruhen dengelen ve kendi özündeki gerçek insanı gör diye.

Dünyaya köklenmiş bir ağaç gibi sağlam durman için içinde bulunduğun AN'ın farkına var.

Hayattaki arzuların, isteklerin, hedefin ne? Bunları gerçekleştirmek için ne gerekiyor. Bence ilk önce arzularını, isteklerini BİLMEK.

Venüs, ikinci çakra ile anlatılır. Svadhistana Çakra, Pelvik, Sakral, Hara Çakrası. Svadhistana “ Kendi tatlı evim.” demek. Bedenin senin evin ve isteklerini, arzularını yaratacağın yerde ikinci çakran. Venüs hem boğa hem terazi burcunu yönetir. Boğa dünyada olmak, maddesellik, yardımsever, garanticilik, yaşamın zevkine varabilen ve bolluk bereket olarak söylersek, Terazi de zarafetin, uyumun, güzelliğin, dengenin, aşkın ve sanatın burcudur. Venüs çakrasının bu iki özellikle eşleştirilmesi muntazam bir matematiktir.

Venüs'ü anladığımızda; AN'da kalmayı, ruhen tamamlanmayı ve tamamlanmış olandan doğuracağımız paha biçilemez hazinelerin olduğunu fark ederiz.

Bir şeyin olmasını istediğimizde bunu hayatımızda doğuracağımız zaman Venüs çakrası dengede olması gerekir. Bunun içinde ilk çakramız olan Mars Çakramız ve Üçüncü çakramız olan Güneşimizi beraberinde düşünmeliyiz.

Evrende dünyanın tek başına olmadığını ve dünyada da kendimizin tek başına olmadığımızı bildiğimiz gibi çakralarımızı da tek tek düşünemeyiz. Evren bizim içimizde de gizli her bir parçası ile birlikte. Hatta evrene nasıl bağlı olduğumuzun yani etrafımıza da nasıl bağlı olduğumuzun da kanıtı bu değil midir?

Birbirimize görünmeyen bağlar ile bağlıyız. İşte tam olarak burada da güzel bakmanın nasıl bizim hayatımızı güzelleştirdiğini, ruhen, bedenen ve sosyal olarak sağlığımızın aslında her birimizin birlikte inşa ettiğimizin kanıtı.

Çekim yasası değil de nedir bu? Ne düşünüyorsak oyuz ve orada yaşıyoruz. Çekim yasası Venüsün Boğa burcu olan yanıdır. Arzularımızı bilmek ve onları köklenmesi için gömdüğümüzde ilk filizlerini göre bileceğimiz yer burasıdır.

Venüs'ün Terazi burcu olan yanı ise kolaylık yasasıdır. Gerçekten düşündüklerimizi kendimize çektiğimizi gördükten sonra aslında her yaşanan hayat sınavının içinden nasıl çıktığımızı ve bize ne öğrettiğini gördüğümüzde olayların içinde AKIŞ'ta kalmanın ne olduğunu gösteren yasadır Kolaylık yasası.

Eğer ne oluyorsa kötü şeyler hep başına geliyorsa, kıskançlığına engel olamıyorsan ve hayat seni bir türlü tatmin etmiyorsa o zaman ilk önce düşüncelerine bak neyi düşünüyorsun da neyi çekiyorsun ve bir türlü hiç bir şey kolay olmuyor. Alev Cedimağar’ın dediği gibi “Günah Keçisi değilsin, yaşadığın her şeyin bir sebebi var.”

Bükre KOÇ BULUT

57 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page